KOAH Şeker ile yarışıyor..

14 Kasım 2019

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına bağlı olarak, nefes alıp verme sırasında hava akımının kısıtlanması ile karakterize bir hastalık. KOAH, toplumda oldukça yaygın, ancak buna karşın yeterince bilinmiyor. KOAH Hastaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mecit Süerdem, hastalığın gelişmekte olan ülkelerde 40 yaş üstü popülasyonda görülme sıklığının yüzde 10 olduğunu belirterek “Ülkemiz için de durum aynı. KOAH, şeker hastalığı ile neredeyse eşit seviyede” dedi. KOAH hastalığını balon tedavisi ile iyileştirdiklerini iddia edenlere karşı hastaları uyaran Süerdem, tedavi rehberinde bunun olmadığını söyledi. 

GEÇ TANI ALIYORLAR

Kasım ayının üçüncü çarşamba günü Dünya KOAH Günü. Ancak yalnızca bugün içinde değil, tüm kasım ayını kapsayan toplumda farkındalık artışı çalışmaları yapılıyor.

Prof. Süerdem, her yıl en az 3 milyon kişinin bu hastalıktan öldüğünü söyledi. Hastaların en az üçte ikisinin geç tanı aldığını ve üçte birinin ise tanı aldıklarında ağır evreye girmiş olan hastalar olduğunu anımsatan Süerdem, tanıda gecikme nedenlerini de “Sigara içen bir kişi nefes darlığı, öksürük ve balgam gibi şikâyetleri sigara içmenin doğal sonucu olarak görüyor ve bu şikâyetlerini normalleştiriyor. KOAH, sinsi ilerleyen bir hastalık olduğu için hastalar, hastalığın başladığını fark etmiyorlar. Hastalar genellikle nefes darlığı çok rahatsız edici olmaya başlayınca doktora başvuruyorlar” diye sıraladı. 

YÜZDE 87 YANLIŞ

KOAH tedavisinde kullanılan inhalasyon cihazlarının doğru teknikle kullanılmadığını vurgulayan Süerdem, “Ülkemizde hastaların en az yarısı inhalasyon yani solunum yolu ile kullanılan ilaç cihazlarını yanlış kullanıyor. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, sprey şeklindeki cihazlarda yüzde 87 oranında kullanım hatası belirlendi. Tedavilerinde bu cihazları kullanan hastalar, tedavi olduklarını zannediyorlar ama olmuyorlar. Bu durum çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğu için geniş katılımlı bir çalıştay yaptık ve çalıştay raporunu Sağlık Bakanlığı yetkililerine teslim ettik. Aile sağlığı merkezleri bünyesinde çalışan hemşirelere eğitim verilerek hastaların cihaz kullanma eğitimlerinin bu merkezlerde verilmesi konusunda ortak bir görüş sağlandı” dedi. 

KOAH hastalığını balon tedavisi ile iyileştirdiklerini iddia edenlere karşı hastaları uyaran Süerdem, özetle şunları kaydetti:

BALON TEDAVİSİ 

“Yazılı ve görsel medyada, balon tedavisi ile KOAH’ı tamamen iyileştiriyoruz haberleri dolanıyor. KOAH tedavi rehberlerinde böyle bir tedavi yok. Endoskopik bir yöntem olan bronkoskopi işlemi ile ucunda genişleme özelliği olan bir balon kateter, nefes boruları içinde nereye kadar gidebilirse ilerletiliyor ve nefes boruları genişletilmeye çalışılıyor. KOAH, çapı 2 milimetreden küçük olan havayollarının bir daha düzelmeyecek şekilde bozulması ve hava keseciklerinin duvarlarının yırtılması ile karakterize bir hastalıktır. Balonlu kateterin bu bölgelere ulaşması mümkün değil. Dolayısıyla bu yöntem ile geçici bir süre için balonun ulaşabildiği nefes boruları genişletilebilir ve birikmiş balgam temizlenebilir. Ancak bu etkileri ile balon uygulamasının KOAH’ı tedavi ettiğini iddia etmek mümkün değil. Balon tedavisi ile yapılmış yeterli çalışmalar olmadığı için bu metodun uzun süreli faydalı ve zararlı etkilerini bugün için bilemiyoruz. KOAH’ta balon tedavisinin tüm etkilerini ortaya koyacak birden fazla merkezin birbirinden bağımsız, çok hasta katılımlı ve uzun süreli çalışmalar yapması gerekiyor. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlara bakarak, herkesin kabul edebileceği nitelikte bilimsel verilerle balon tedavisinin pozitif etkilerini göstermeden, yüksek bedeller karşılığında bu yöntemin uygulanmasını doğru bulmuyoruz.” 

SOLUNUM TESTİ ASM’LERDE YAPILMALI

Kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar, yemek pişirmek ve ekmek yapmak için tezek, odun, odun kömürü ve çalıları yakıyor. Bu maddelere biyoyakıt ismi veriliyor. Biyoyakıt dumanı solunmasının akciğer sağlığına verdiği zarar açısından sigaradan daha tehlikeli olarak kabul edildiğini anımsatan Süerdem, “Köylü kadınların yaklaşık yarısında akciğer hastalıkları gelişiyor” dedi. Süerdem, KOAH için risk grubunda bulunan kişilerin erken tanı için 35 yaşından sonra, şikâyetleri olmasa dahi yılda bir kez solunum fonksiyon testi yaptırması gerektiğini kaydetti ve bu testin aile sağlığı merkezlerinde (ASM) yapılmasının önemine dikkat çekti.